"Hani o gökyüzünde,
sen seyret de keyfe gel diye
orada olduğunu sandığın
adına da 'yıldız' dediğin
ihtişamla ışıldayan
el değmemiş topraklar var ya;
sana oradan bakınca
yeryüzünde
karalanmış toprakta,
nasıl göründüğünü anımsatmak içindir
bir nebze de olsa.
Gün geldiğinde,
merdiven aşağı düştüğünde
Yıldız Taşıyıcıları gülümserken elleri gökte,
kapını çalıp
sana soru soranları
geri çevirme.
Hava pustur, su kekre o gece.
Sadece sana dokunacak olanı bekle.
Sayamadığın günleri düşün,
midene giren kramplara inat.
Geri dönüş yolunun
kapandığını
zihnine sabitle ki,
bilmesin kapıdaki
içine bıraktığımız
ateş topunun
nahoş duman karası
beklemede
seni kaybedecek karanlığı."
2 yorum:
bunu mu beraber yazmıştık ? :)
budur muhakkak.
Yorum Gönder